Las Meninas ve Joel-Peter Witkin: 20. Yüzyıldan 17. Yüzyıla Sürreal Dokunuş

Joel-Peter Witkin: Ahlaksız bir sapık mı, kara bir koyun mu?

Cüceler, vücut bozuklukları olanlar, devler, kamburlar, transseksüeller, sakallı ve çok kıllı kadınlar, kuyruklu, boynuzlu, kanatlı, dört memeli kadınlar, doğumdan dolayı sakat kalmışlar, kolu, bacağı, burnu, kulağı, memesi kopmuş herkes. Aşırı derecede büyük her türlü organı olan herkes. Her tarzda garip ve değişik görünümü olanlar. Ölüler, ölü doğmuş her türlü canlı biçimleri. Hermafroditler, cinsel sapkınlığı olanlar, İsa’nın bedeninin duruşundaki arızaları alan herkes. (Glaves-Smith, 2009)

Fotoğrafçı, Ortodoks Yahudi bir babanın ve Katolik bir annenin oğlu olan, küçük bir çocukken tanık olduğu bir trafik kazası sonucunda bir kızın kopmuş kafasının ayaklarının dibine yuvarlanmasıyla “ölümün estetiği” ile tanışan, grotesk konuları işleyen fotoğrafçı Joel-Peter Witkin’in model bulma mahiyetiyle gazeteye verdiği bu ilan, kurgusal fotoğrafçılığın en üretken isimlerinden biri olan Witkin’in çektiği hiçbir fotoğraf ile karşılaşmamış birinin bile Witkin’in portfolyosu hakkında tahmin yürütmesini mümkün kılar.

1939 yılının eylül ayında, New York şehrinde doğan ve İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde büyüyen Joel-Peter Witkin, o dönem yaşayan herkes gibi ve Yahudi olmasının getirdiği dolaylı bir algıda seçicilik ile Auschwitz toplama kampındaki esirler üzerinde yapılan ölümcül deneylerin fotoğraflarına tanık olur. Toplumun neredeyse tamamı tarafından “kesinlikle estetik bulunmayan” ve insanlık dışı sayılan bu görüntüler Witkin’in estetik anlayışının oluşmasında en önemli kilometre taşlarından biri olmuştur.

witkin1

Execution of an Extraterrestrial

Sanat yaşamı boyunca toplumun estetik değerlerine aykırı çalışmalar ortaya koyan Joel-Peter Witkin, 1961 yılında Vietnam Savaşı için orduya fotoğrafçı olarak alınır. Hiçbir zaman gerçek bir çatışma görmemiş olsa da, askeri kazaları belgelendirmekle görevlendirilen ve askerlik görevi boyunca da birçok ceset fotoğrafıyla karşı karşıya kalmak zorunda bırakılan Witkin’in sahip olduğu “aykırı” estetik anlayışın aslında toplum ve sistem tarafından kendisine daha önceden çizilmiş bir yol gibi gözükmesi de oldukça ironiktir. Toplumsal ve sosyal konuları, ailesinden gelen Hristiyanlık ve Yahudilik bakış açıları ile tuvaline aktaran ikizi Jerome Witkin, kardeşinden şöyle bahsetmekte:

Kardeş olarak karanlık görüşlerimiz vardı. Ben Araf’ta acı çekip beklerken, o Cehennemde idi. (Witkin, 2011)

Okumaya devam et